EKO / ECHO

 
Tuna beden-hafıza ilişkisi üzerinde dururken, bedeni kendi hafızası ile sınıyor. Yoğun bir arama-arınma dönemi geçirdikten sonra grup paranoya, bırakma, kandırma, sezgi, biriktirme, izleme, önleme, an’lık hatırlama gibi dürtüler için çeşitli kodlamalar oluşturdu ve bu kodlamalarla fiziksel cevaplar aramaya başladı.


Bu süreç içerisinde dürtüsel-deneysel olmayı tercih eden Tuna, bu projesinde de "kazaları, hataları, tesadüfleri" değerlendirdiğini aynı zamanda gruptaki dansçılara da kendileri olabilecekleri, anı yaşayabilecekleri bir alan yaratmaya çalıştığını belirtiyor.
 


Following an intense searching-purification period, she focused on physical responses such as as group paranoia, deception, intuition, accumulation, monitoring, repression and isolation for the production of moves based on the relationship between the body and the memory. She started to seek answers for the problems produced while developing codings with the physical echoes of these impulses and reflexes.
“EKO / ECHO” 
Concept &Choreography: Tuğçe Tuna, 
Dancers:Çiğdem Agas, Erdinç Anaz, Tuğçe Tuna, Melis Tuzcuoğlu, Emre Karaca, Yoseob Kim(cast)
Music: Vahit Tuna
Light Design: Ayşe Ayter
Graphic Design: Vahit Tuna
Fotoğraflar / Photos: İbrahim Selim
Sahne Amirleri / Stage Managers: Çağıl Çiğdem
Yapımcılar / Co-producers: RemDance / Kosmopolis Rotterdam
Premiered March 2008
..Biraz da satranç oyununa benziyor; hareketler belli ama süprizler her zaman belleği ayakta tutuyor çünkü karşısındakini şaşırtmaya, aldatmaya yönelik tuzaklar kuruluyor." -  Aylin Kalem (Time Out Mart 2008)


M. Mazhar Çelikoyar 4 Kasım 2008
İlk kez izlediğim ve yabancısı olduğum bu sanat dalında, tutulmuşçasına kalakaldım. Alışageldiğimiz kalıpları kırıp atmış oldukları halde, gösteri boyunca bizleri içlerine aldıklarını, bütünleştiğimizi, aynı anda kaygıları yaşadığımızı, bir sonraki anın heyecanla beklenişi, soluk soluğa dans edenlerin soluklarının müzikalitesi, giderek yüzüme yüzüme çarpan mesajlar ve simgesel anlatım dili, bütünleşen, dağılan, vücutlarının her kıvrımını, her bir eklemini kullandıkça bizi de kendileriyle birleştirdiklerini hissettiklerim arasında saysam yeterli olur muydu; bilmiyorum. Dansçılar, ışık düzeni, müzik ve koreografi. Herkesi kutlamak isterim. Yeniyi, evrimi, gelişmeyi, geleceği bana gösterdiniz. Teşekkür ederim.


Umut Sürel 29 Ekim 2008
Avrupa' dan gelen topluklukları imrenerek izlediğim bir dönemde çok daha iyi kompozisyonların ve çok daha yaratıcı ve samimi bir enerjinin İstanbulun göbeğinden çıktığını görmek müthiş bir deneyimdi. Garajistanbul'a ve EKO dansçılarına çok teşekkür ederim bu kadar güzel bir gösteriyi bize sundukları için.


g iz em bilgen 28 Ekim 2008
zekice tasarlanmış bir oyun alanı…o oyun alanına süreli ve sınırsız teslim olan bedenlerin enerji grafiği, "şimdiki zaman" nın riskli ritmi ile nasıl mücadele ediyor bir bakın bakalım?!?! Türkiye de ‘modern’ ya da ‘çağdaş’ ne derseniz deyin!! sadece ‘dans’ kelimesinin hakkına bu kadar samimiyetle tutunan az iş izlemişsinizdir… bu dirençli ve azimli performasla izleyici belki de tek tescili üzerinden ilk kez, teorik olanı, fazla laf salatasına gerek duymadan özgürce düşünebilme lüksüne kavuşuyor!!! ‘eko’: kelime anlamında beklide: toplumsal mücadelenin var sayımında, insanın özgürlük için insana mahkup olduğunun altını çiziyor!!! "yankı" nız uyarsın, eliniz, ayağınız, diliniz, diziniz kuvvet bulsun! teşekkürler, g iz




(4.10.11.17.18.24.25 Mart/ 20 Ekim/3.4.10.11.17 Kasım/ 1.2 Aralık 2008 ) 
“EKO” nun premieri 3.Mart.2008 de Garajistanbul’ da sahnelendi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar